Sayfalar

20 Kasım 2010 Cumartesi

"İstinye Park yasaklansın!!!"

Yaşasın! Melih Şendil, üç büyüklerin sorununu bulmuş, futbolcuların İstinye Park'a gitmesi yasaklanırsa her şey düzelecekmiş. Evet İSTİNYE PARK, yani bir alışveriş merkezi, dünya kulübü dediğimiz takımların en büyük sorunuymuş meğer.

"İstanbul takımlarından hangi futbolcu özel antrenmana kalıyor artık.. İdmandan çıkan soluğu İstinye Park’ta alıyor son model arabasıyla.. Magazin basını orada hazır kıta bekliyor zaten.. Doldur poşetleri, göster yeni yıkanmış son model arabanı, tak koluna sevgilini, ertesi gün boy boy gazetelerdesin.. Oh ne güzel dünya.. Sizin hiç mi bir yeriniz ağrımaz, hiç mi masaj yaptırmazsınız, hiç mi evde dinlenmezsiniz?.. Otur bir kafeteryaya, saatlerce kahve iç, gizli gizli de sigara tüttür.. Sonra haftasonu seyircin seni ıslıklasın.. Tek bir teşhis bu olamaz ama, çok sevgili gazeteci dostum Bülent Timurlenk ile konuştuk bu konuyu.. Ben başkan olsam, futbolcuma yasaklarım İstinye Park’ı.. Yeter derim.. Ne işiniz var magazin basınında.. Bu kadar şımarıklık olur mu?.. " Bunu yazmış Melih Şendil. 'Zeki, çevik, ahlaklı sporcu' kavramının geçerli olmadığı dünyada, bunu söyleyen ise 321 milyon dolar gibi inanılmaz bir para vererek ligin yayın hakkını alan kuruluşun en önemli çalışanlarından biri.

Dünyada milyar dolarlık bir endüstri haline gelen spor artık sadece spor ya da eğlence değil. Artık en önemli unsur para; sporcular, takımlar, medya, bu endüstride çalışan herkes nasıl daha fazla para kazanacağını düşünüyor. Bunun için de sporcular ikon olmak zorunda, çok iyi olmasa bile kendini pazarlamalı ki para kazansın ve kazandırsın. Taraftarlar onun ürünlerini alsın, onun için maça gitsin, onun için Lig Tv üyesi olsun vs. Lig TV de yayın hakkına 321 milyon dolar verirken bunu düşünyordu elbette. Bunu kazanmasının yolu da sadece iyi takımlar değil, takımlardaki ikon oyuncular olduğunu bilmesi lazım. Güzel bir örnek var şu anda bu konuyla ilgili; NBA TV ilk kez Türkiye Ligi'nden bir maç yayınlayacak: Beşiktaş Cola Turka-Fenerbahçe Ülker. Bu maçı yayınlamasının nedeni Fenerbahçe'nin iyi oynaması, Euroleauge'de başarılı olması vs. değil, NBA'de takım bulamayıp Türkiye'ye gelen Allen Iverson. Adamlar sadece Iverson için para ödüyor, Beşiktaş'ın da istediği buydu zaten onu getirirken.

Peki Lig TV'nin parayı kazanacağı yer 3 büyüklerin taraftarı. Ligin şu an 3. sırasında bulunan Kayserispor şehrinde taraftar ne maça gidiyor ne de televizyondan izliyor maçları-Kayseri şehrinde sadece 2 (iki) Lig TV üyeliği bulunuyor. Lig 4.'sü İstanbul Beledeiyespor'un taraftarı bile yok. Para kazanacağın taraftar 3 büyüklerin taraftarı. Onların oyuncularını geziyorlar diye kötülemen sadece taraftarı oyunculardan, takımdan soğutur. Futbolcu izin gününde İstinye Park'a gitmesi yasaklansın ne demek? Antreman yapacağı mı sanılıyor böyle bir yasak konulunca gerçekten. Veya Hagi'nin ve bir çok teknik direktörün yasakladığı gibi gece dışarı çıkması yasaklanınca futbolcu evinde yapacak partisini, evinde içecek sigarasını. Evlerine kamera konsun en garantisi o!

Bunları sokaktaki kompleksli taraftar söyleyebilir ama bir spor gazetecisi söylememeli. Asgari ücretle çalışan insanların araba alması çok daha doğal karşılanıyor bu ülkede. Yılda milyon eurolar kazanan bu adamların ise Ferrari'ye, Aston Martin'e binmeleri, magazin basınına çıkmaları eleştiriliyor. Dünyanın en iyi ligleri denilen İngiltere'de, İspanya'da, İtalya'da futbolcular en büyük magazin malzemesi. Cristiano Ronaldo'nun sarhoş yakalanması onun en iyi oyuncu ödüllerini toplamasına engel olmadı veya Terry'nin eşini takım arkadaşının sevgilisiyle aldatması en iyi savunma oyuncularından biri olduğu gerçeğini değiştirmedi. 'Kötü çocuk' olmak sporda artık kaybettiren değil, kazandıran bir şey. Lig TV'de bunu lehine kullanabilecekken eleştiriyor. Türkiye'de büyük kulüplerin pazarlama stratejisi olmadığını biliyorduk ama 321 milyon dolarlık yatırım yapabilen bir şirketin stratejisi olmaması çok üzücü onlar adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder